Anonim Şirket Payı Üzerinde Rehin Hakkı

Anonim Şirket Payları Üzerinde Kurulan Rehin Hakkının Niteliği ve Kuruluşu

Ekim 01, 2021 - 25 dakikalık okuma
Anahtar Kelimeler: pay rehni, nama yazılı pay, emre yazılı pay, hamiline yazılı pay, çıplak pay, rehin sözleşmesi, beyaz ciro, zilyetliğin teslim, rehinli alacaklı, paraya çevirme, anonim şirket payları, Türk Medeni Kanunu (TMK)

Pay, esas sermayenin belirli sayıda bölünmüş olan parçasını ifade eder. Anonim şirketin bahşettiği hakların bütünü, bütünden bağımsız olarak bu paylar sayesinde kullanılabilmektedir. Maddi değer taşımaları ve devredilebilir olmaları sebebiyle de bu paylar teminat işlemlerine konu olmakta, çoğu zaman bu paylar üzerinde rehin hakkı kurulmaktadır.

Esasında bir taşınır rehni türü olan anonim şirket payı üzerinde kurulan rehin, nitelik itibariyle hak ve alacak rehni olup, TMK m. 954-961 hükümleri uygulanır. Bununla birlikte, anonim şirket payının rehnedilmesi ticaret hukukunu ilgilendirdiğinden, ticaret hukuku mevzuatı da dikkate alınmalıdır. Pay rehninde, borçlandırıcı işlem olan rehin sözleşmesi herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak rehnin kurulabilmesi için gereken tasarruf işlemi, rehin konusu payın senede bağlı olup olmamasına, eğer senede bağlanmışsa da senedin türüne göre farklı hukuki düzenlemelere tabidir. Bununla birlikte, pay senede bağlanmış olsun ya da olmasın, rehin hakkı, pay sahipliği hakları üzerinde kurulur. Aksine bir düzenleme bulunmadıkça teslime bağlı rehin hükümleri uygulanacaktır. Öte yandan pay üzerinde rehin kurulması, payın devrinden farklı olarak, pay sahipliği sıfatında değişime yol açmayacak; rehinli alacaklı sadece, teminat altına alınan alacağının ödenmemesi durumunda rehin konusu payı paraya çevirerek, söz konusu alacağını, elde edilen bedelden öncelikli olarak tahsil edebilecektir. Ayrıca ifade etmek gerekir ki pay rehni eşyayı konu edinmediğinden, sınırlı ayni hak sağlamayacak; rehinli alacaklının hakkı, diğer alacaklılar karşısında öncelikli olacaktır.

Belirtmek gerekir ki paydan doğan tüm haklar rehnin kapsamına girmeyecektir. Rehnin kapsamına yalnızca paraya çevrilebilen, malvarlığına ilişkin haklar girer. Dolayısıyla paraya çevrilmesi mümkün olmayan genel kurula katılma, oy kullanma hakkı gibi yönetime katılma hakları rehnin konusunu oluşturmayacaktır. Rehinle temin edilecek alacağın miktarı ve hukuki sebebi, rehin sözleşmesinde belirtilmek zorunda değildir. Zira rehnin paraya çevrilmesi esasında alacağın miktarı belirlenebiliyorsa bu yeterli olacaktır. Senede bağlanmamış paylarda rehin sözleşmesi tek tarafa borç yükleyen sözleşme olacak, senede bağlanmış paylarda ise eksik iki tarafa borç yükleyen sözleşme niteliğine olacaktır. Bu ihtimalde rehin veren, senede bağlı payın zilyetliğini alacaklıya devretme borcu altına girmekte; alacaklı da rehinli alacağın sona ermesi koşuluyla pay senetlerini iade etmek borcu altına girecektir.

Rehin veren, aynı alacak için birden fazla payını rehnettiği zaman toplu rehin kurumu söz konusu olacak ve her bir pay alacağın tamamından sorumlu olacaktır. Şirket payları, kaydileştirilmiş olsa bile hiçbir belirleme olmaksızın, topluca rehnedilemez.

Anonim şirket payının herhangi bir senede bağlanmamış olduğu ihtimalde çıplak pay üzerinde rehin kurulması söz konusu olur. Bu durumda TMK m. 955/1 uyarınca yazılı rehin sözleşmesinin yapılması yeterli olur. Yazılılık bir geçerlilik şartı olup, bu sözleşmenin yapılmasıyla, başkaca bir işleme gerek olmadan, şirket payı üzerinde rehin kurulmuş olur. Rehnin şirkete ihbar edilmesi, şirketin kar payı, tasfiye payı gibi malvarlığı haklarını rehin verene iyi niyetle ödemesini engeller. Öte yandan, kıymetli evraka bağlanmamış alacaklar açısından “kimse hakkından fazlasını başkasına geçiremez” kuralı geçerli olduğundan, rehin veren kişi tasarruf yetkisine sahip değilse alacaklı iyi niyetli olsa bile rehin hakkını kazanamaz.

Paylar, Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) tarafından kaydedilip, hukuki işlemlerin kaydi değer üzerinden de yapılması mümkündür. Kaydileştirilmiş paylar üzerinde rehin hakkının kurulması için yine yazılı rehin sözleşmesinin yapılması gerekir. Zira bu ihtimalde de esasında söz konusu kaydileştirilmiş pay, çıplak (senede bağlanmamış) paydır. MKK’ya yapılan bildirim açıklayıcı etkiye sahip olacak, rehin veren ile alacaklı arasında yazılı rehin sözleşmesinin akdedilmesi ile rehin hakkı kurulacaktır. MKK’ya yapılan bildirim, rehin hakkının üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi açısından hüküm ifade eder. Burada rehin hakkının kurulduğu, üçüncü kişiler nezdinde aleniyete kavuşacak ve bu kişiler iyiniyet iddiasında bulunamayacaklardır.

Pay, tedavülün kolay olması amacıyla hamiline veya nama yazılı senede bağlanabilir. Bu kapsamda hamiline yazılı pay senedi düzenlenmişse rehin hakkı, senedin alacaklıya teslimi ile birlikte kurulur. Burada “teslim” ile kastedilen, hamiline yazılı senedin zilyetliğinin teslime bağlı taşınır rehni esasları uyarınca alacaklıya devredilmesidir. Bu devir kurucu bir etkiye sahip olup, devri öngören TMK m. 939/1 hükmü emredici nitelikte olduğundan taraflarca aksi kararlaştırılamaz. Rehin hakkının kurulmuş sayılabilmesi için bir de ayni sözleşme gerekir. Ayni sözleşmeden kasıt, zilyetliğin devri anında aranan ve çoğu zaman örtülü olarak ortaya çıkan irade uyuşmasıdır. Buna göre taraflar zilyetliğin rehin amacıyla devredildiği noktasında anlaşmış olmalıdır. Eğer pay sahibi, başka bir amaçla hareket etmişse, alacaklı senetlerin zilyetliğini devralsa bile rehin hakkı kurulmaz. Hamiline yazılı pay senedinin rehninde yazılı rehin sözleşmesinin yapılmasına gerek yoktur. Bununla birlikte rehin hakkının şirket pay defterine kaydedilmesine veya şirkete ihbar edilmesine burada da gerek yoktur. Ancak ihbarın yapılması, şirketin rehin verene iyi niyetle ifada bulunmasını engeller. Bu ihtimalde rehinli alacaklı korunur. Zira, rehin veren artık ancak zilyetliğin havalesi yoluyla tasarrufta bulunabilecek ve rehinli alacaklı da üçüncü kişilere karşı, iyi niyete bakılmaksızın, rehin hakkını ileri sürebilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta rehin verenin pay üzerinde münhasır egemenliğinin sona ermesi gerekliliğidir. Bu egemenlik sona ermezse rehin hakkı doğmaz. Dolayısıyla hükmen teslim ya da senet üzerinde müşterek zilyetlik tesisi ile rehin hakkı kurulamaz. Rehin verenin tasarruf yetkisine sahip olması gerekmekle birlikte hamiline yazılı senetlerde iyi niyet korunur. Dolayısıyla alacaklı, rehin verenin tasarruf yetkisine sahip olmadığını bilmiyor ya da bilebilecek durumda değilse rehin hakkını temel ilişkiye bağlı olmak koşuluyla kazanır.

Anonim şirketlerin nama yazılı pay senetleri ise kanunen emre yazılı senet niteliğinde olduklarından bunların rehni TMK m. 956/2 hükmüne tabidir. Dolayısıyla kıymetli evraka özgü sonuçlar ortaya çıkar. Nama yazılı pay senedinin devri iki şekilde mümkündür:

  • Ciro ve zilyetliğin devri,
  • Yazılı devir beyanı ve zilyetliğin devri

Pay eğer ciro yoluyla rehnedilecekse rehin cirosunun yapılması gerekir. Eğer beyaz ciro ile rehin hakkı kurulmuşsa, bunun rehin cirosu olduğunun ispat yükü iddia eden tarafa aittir. Burada senet üzerine yazılan beyan ciro niteliğindedir. Ayrı bir kâğıda yazılarak düzenlenen yazılı devir beyanı ise yazılı rehin sözleşmesi ile aynı niteliktedir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, hangi yol seçilirse seçilsin zilyetliğin alacaklıya devri, rehnin kurulması için zorunludur. Rehin verenin tasarruf yetkisine sahip olması gerekir aksi halde rehin hakkı doğmaz. Ancak nama yazılı pay senedi ciro yoluyla rehnedilmişse alacaklı yalnızca bu yolda rehin hakkını iyi niyetle kazanacak, ikinci yol kullanılmışsa kazanamayacaktır.

Art rehin kurulmuş ise art rehnin kurulduğu önceki alacaklıya yazılı olarak bildirilmelidir. Önceki rehinli alacaklının buna rıza gösterip göstermemesinin önemi yoktur ancak bu bildirim art rehnin kurulması için kurucu etkiye sahiptir.

Son olarak hatırlatmak gerekir ki alacağın devrine ilişkin hükümler de kıyas yoluyla pay rehnine uygulanacaktır. Ek olarak, rehin hakkı doğrudan doğruya kanundan doğuyorsa borçlandırıcı işlem ve tasarruf işlemine gerek olmayacaktır. Hapis hakkında durum böyledir.

Kaynakça:

Ergüne, Mehmet Serkan: Anonim Şirket Payı Üzerinde Rehin Hakkı Kurulması Göksoy, Y. Can: Anonim Ortaklıkta Paym Rehni